Yazın güneş erken saatlerde zeytinlerin arasından göz kırparak kendini göstermeye başlar Cunda’da. Kahvaltı öncesi henüz kimsecikler ortada yokken sakin kıyılarda denize girip güne ferah bir şekilde başlayabilirsiniz. Çataltepe ya da Ortunç merkeze yakın ve dingin kıyılardan. Yüzme sonrası otelimizin keyifli kahvaltısı ile tekrar enerji dolduktan sonra Taş Kahve’de bir fincan dibek kahvesi eşliğinde dinlenebilirsiniz. Öğlen güneşi kendini hissettirmeye yakın Rahmi M. Koç Müzesi-Taksiyarhis Kilisesi ziyaret edebilirsiniz. Ardından otele geçip biraz istirahat edebilir, sakin bir müzik eşliğinde havuzumuzun keyfini çıkarabilir ya da Cunda çevresi plajlarını keşfedebilirsiniz. Gün batımına yakın eskilerde Agios Yannis Kilisesi şimdilerde restore edilip Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı olarak halka açılan bu noktada bir şeyler içip, buradan tarihi yel değirmenine yürüyerek gün batımını izleyebilirsiniz. Değirmenden istikametinizi tarihi taş sokaklarına çevirebilirsiniz. Mübadele ruhu, Rumlar’dan günümüze kalanlar ve adanın meşhur kedileri Cunda’nın çehresini belirliyor. Her sokak, her ev uzun uzun bakılası, fotoğraflık.Oradan sahil boyunca sıralanmış balık restoranlarında ya da Pazar Meydanı’ndaki bar ya da yeni nesil a la carte restoranlarda akşam yemeği yiyebilirsiniz. Keyfiniz bol olsun!

Otelin karşısında bulunan zeytinliğin yukarısında tarihi bir yel değirmeni vardır. Misafirlerimize otelin yerini tarif ederken çoğu kez bu değirmeni referans veririz.Tarihi yel değirmenine çıktığınızda hem Edremit Körfezi hem de Ayvalık iç denizi ayaklarınız altındadır. Genellikle turistler burada fotoğraf çekip ayrılırlar. Arkanızı değirmene verip Ayvalık tarafına zeytinlik içine doğru yürürseniz eski kaldırım taşından bir yola rastlayacaksınız; işte bu yol zeytinliklere ulaşmak için kullanılan eski bir yol.Sol tarafınızda deniz sağ tarafınızda zeytin ağaçlarıyla masalsı bir manzara sunuyor yol. Cunda kedilerinin de sizi takip edip, bir süre eşlik etmesi olası.Yaklaşık 40 dakikalık bir yürüyüş sonrası yol bitiyor ve Cunda Adası’nın Ayvalık ve Körfez’i birbirinden ayıran sırtlarına ulaşıyorsunuz. Bu noktadan devam ederseniz Ai Dimitri Manastırı’na ulaşabilirsiniz ancak yol yok, zeytinlik ve tarlalar arasından yürüyebilirsiniz.Keşifle kalın!

29 Ekim’de Nefes Koçluğu Federasyonu’na bağlı nefes koçları tarafından yapılan ‘Nefes Tanıtım Çalışması’ etkinliğine ev sahipliği yaptık.Nevsah Institute, Nefes Koçlarımız ve katılımcılara teşekkür ederiz.‘Nefesinizi ve düşünce sisteminizi değiştirin, yaşamınız değişsin…’

Kozak Yaylası çam ormanlarıyla kaplı, Türkiye’de çam fıstığı üretimi yapılan ender bölgelerinden biridir. Ayvalık-Bergama yolu üzerinde 500-1000 km değişen rakımda bulunan yayla, Ayvalık’ta kullanılan kaldırım taşlarının da üretim yeri. Yol boyunca çam ağaçları etrafındaki yuvarlak granit kayalar ilginizi çekecektir.Demircidere Köyü’nden Yukarıbey’e kadar uzanan yolda yöresel ürünlerin satışını yapan tezgahlara rastlayabilirsiniz. Öğle yemeği için de yine aynı güzergâhta aileler tarafından işletilen kafelerde mola verebilirsiniz.Eğer doğa yürüyüşlerini seviyorsanız rotalar hakkında bizden bilgi alabilirsiniz.